Aile Sistem Dizimi


İçeriği Aile dizimi ve şirket dizimi, sistemik terapi ve aile sistemleri teorisinin ilkelerine dayanan, ilişkisel dinamikleri mekânsal ve deneyimsel olarak görünür kılmayı amaçlayan müdahale yaklaşımlarıdır.

Uygulamada temsilciler aracılığıyla nesiller arası kalıplar, rol dağılımları ve kurumsal ilişkiler somutlaştırılarak bilinçdışı etkileşimler açığa çıkarılır; bu süreç uygulayıcı tarafından yönlendirilmiş gözlem, yapılandırılmış soru ve refleksiyonlarla desteklenir.

Uygulayıcının güvenilirliği, deneyimi ve eğitimleri mutlaka sorgulanmalıdır.

Dizim açılımı tamamen gizlilik anlayışına uygun yapılmaktadır. Katılımcılarla bilgileriniz asla paylaşılmaz hatta isminiz dahi gizli tutulabilir.

Bir yanınız dışarı çıkıp yeni şeyler yapmak isterken diğer yanınız evden bile çıkmak istemiyor mu? Bir yandan hayat dolu hissederken, diğer yandan sürekli olumsuz düşünen bir tarafınız mı var? Bazen sakin görünürken aniden öfke patlamaları yaşıyor musunuz? Kalabalıkta konuşmaktan çekinen bir yanınız mı var? Sağlıklı beslenmek isterken içinizden sürekli yemek yemeye iten bir güç mü geliyor? Birine bağlanmak istiyorsunuz ama bir türlü başaramıyor musunuz? Bu ve benzeri pek çok soruya “hayır” diyebilecek bir insan olmak nadirdir. Çünkü bizler ana rahminden bugüne kadar edindiğimiz otomatik tepkilerle, yaşadıklarımızın etkisiyle farklı “yanlar” geliştiririz.

Bu yanlar ilk bakışta basit gibi görünse de, ardında yatan nedenler ve ihtiyaçlar genellikle karmaşıktır. Örneğin korkan bir yanımızın ilk gereksinimi güvenli bir alan olabilir; ama bu korkunun kökeni geçmişten gelen daha derin nedenlere dayanabilir. Üstelik yanlar birbirleriyle ilişkili çalışır: korku dolu bir yan, ihmali yaşamış bir çocuk yanını koruyor olabilir; öfkeli bir yan ise kontrolü ele alarak diğer parçaları susturuyor olabilir.

Bu parçaların temel görevi bizi koruyup hayatta tutmaktır; çoğu zaman artık gerçek bir tehlike yokken bile devrede kalırlar. İçlerinde hatırlanmamış sürgün parçalar, “her şeyi doğru yapma”ya çalışan yönetici parçalar ve kriz anında devreye giren yangın söndürücü parçalar bulunur. Keşfedilip anlaşıldıklarında ve onlara destek verildiğinde ise bize beklenmedik hediyeler—daha fazla içsel huzur, özgürleşme ve seçenekler—bırakırlar.

İçsel yanlarımız aynı zamanda aile sistemimizle de derinden bağlantılıdır. Bu dinamikleri fark etmek için önce kendi iç gözleminiz ya da dışarıdan bir destek gerekir. Parçaları adlandırmak, onlarla iletişim kurmak ve özümüz ile yanlarımız arasındaki ayrışmayı başlatmak, değişimin ilk adımlarıdır. Aile sistemi çalışmaları ve temsilci uygulamaları, bu parçalar arasındaki ilişkileri dışa vurarak güçlü içgörüler sağlar.

Farklı kuramcılar bu iç parçaları çeşitli biçimlerde tanımlamıştır: Freud id, ego ve süperego ile; Jung persona, gölge, animus ve anima kavramlarıyla; Eric Berne transaksiyonel analizde ebeveyn-yetişkin-çocuk ayrımıyla yaklaşmıştır. Virginia Satir gibi aile terapisi öncüleri de içsel parçaların önemine vurgu yapmış, Franz Ruppert travmatik bölünmeleri, Richard C. Schwartz ise İçsel Aile Sistemi (IFS) yaklaşımıyla parçaların bir sistem oluşturduğunu göstermiştir.

Zihnimiz çok katmanlı ve işlevsel stratejiler geliştirmiştir. Bu parçaları tanıyıp onlara destek verdiğinizde, iç dünyanızda daha düzenli bir işleyiş ve yaşamınızda daha pürüzsüz bir “sürüş” mümkün olur. Keşfetmek isterseniz, bu süreci birlikte çalışarak güvenli ve bütüncül bir biçimde başlatabiliriz.

Kalbimden Kalbinize Sevgiyle.